0 oy
(1.5k puan) tarafından
Size Allah'ın kitabı ve Sünneti ve Ehli Beyti miras bıraktık

2 Cevaplar

0 oy
(1.5k puan) tarafından
 
En İyi Cevap

Veda hutbesinin içinde geçtiği rivayet edilen ve başlangıcı aynı, sonu farklı biten üç versiyonu olan hadis şöyledir;

''Ey iman edenler! Size bıraktığım ve ona sarıldığınız zaman asla sapmayacağınız şey; ..................'' İşte "bu rivayet" hadis kitaplarına baktığımızda üç farklı şekilde tamamlanıyor;

  1. ''.... Allah'ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti.''
  2. ''.....Allah'ın Kitabı ve Ehl-i Beyt'im.''
  3. ''.....Allah'ın Kitabı.''

Veda hutbesinde Muhammed (as)'in söylediği iddia edilen bu rivayetin üç versiyonundan biri olan ''Allah'ın Kitabı ve Peygamber Sünneti'' versiyonunu ehl-i sünnet din anlayışı tek doğru olarak kabul etmiştir. Şimdi bu rivayetin, ehl-i sünnet din anlayışının temel din kaynağı olan ve "en güvenilir" kabul edilen Kütüb-i Sitte'deki hadis kitaplarında nasıl yer aldığına birlikte bakalım;

  • ❌Buhari el cami-üs Sahih'inde; Bu rivayet yer almaz. Yani üç versiyonun hiçbirinden bahsedilmez. Buhari'de bu rivayet YOKTUR.
    ********************
  • ❌Müslim'in el cami-üs Sahih'inde; ''Ben size öyle bir şey bıraktım ki eğer ona sıkı tutunursanız, ondan sonra asla delâlete düşmezsiniz; O ALLAH'IN KİTABIDIR.'' (Müslim 1218/147)
  • ❌Ebu Davud'un Süneni; ''Size öyle bir şey bıraktım ki, ona sımsıkı sarılırsanız, bir daha asla sapmazsınız; ALLAH'IN KİTABI.'' (Ebu Davud 1905)
  • ❌Tirmizi Süneni; ''Ey insanlar size iki şey bırakıyorum, onlara uyarsanız asla sapmazsınız; ALLAH'IN KİTABI ve EHL-İ BEYT'İM.'' (Tirmizi, Menâkıb:31;Müsned,3:14,17,26)
  • ❌Nesai Süneni'nde; Yani üç versiyonun hiçbirinden bahsedilmez. Nesai'de bu rivayet YOKTUR.
    ❌İbn-i Mace Süneni'nde; ''Size öyle bir şey bıraktımki ona sımsıkı sarılırsanız dalalete düşmezsiniz; Size bıraktığım şey ALLAH'IN KİTABIDIR.'' (İbni Mace 3074)

Görüldüğü gibi Kütüb-i Sittede bu üç versiyondan; Buhari ve Nesai de hiç bahsedilmiyor, Tirmizide ''Allah'ın Kitabı ve Ehl-i beytim'' olarak geçiyor,
Müslim, Ebu Davud ve İbn-i Mace de bırakılan şey olarak ''ALLAH'IN KİTABI'' rivayet ediliyor.

Ama İLGİNÇ OLAN,

Kütüb-i sitte yani Ehl-i sünnetin en güvenilir kabul ettiği yani bu kitaplar olmazsa din çöker dedikleri bu 6 hadis kitabının hiçbirinde diğer versiyon olan, yani ehli sünnetin tek doğru kabul ettiği ve bırakılan şey olarak söylendiği iddia edilen; ''ALLAH'IN KİTABI VE PEYGAMBERİN SÜNNETİ'' geçmemektedir❗

Kütüb-i Sitte dışındaki ehli sünnetin diğer hadis kitaplarına baktığımızda;
Sadece "İbn İshak, İmam Mâlik, Vâkıdî, Taberî, Dârekutnî, Hâkim, İbn Abdilberr, el-Hatîb el-Bağdâdî, İmam Zeyd b. Ali, Beyhakî, Sâğânî'nin hadis kitaplarında" ancak bu iddia edilen versiyon olan ''Allah'ın Kitabı ve Sünnetim'' rivayeti geçer.

Bu isnadsız ve zayıf hadislerin tamamı ikinci mesajda yer alıyor Ancak ehl-i sünnetin ''hadis usulü'' kriterlerine göre değerlendirildiğinde; Kütüb-i Sitte dışındaki bu hadis kaynaklarının bazıları ''isnâdsız'' yani senedi yoktur, çoğu da ''zayıf hadis'' kategorisinde kabul edilmektedir. Yani bunlar hadis usulü kriterlerine göre güvenilmezdir. Ehl-i sünnetin en sahih hadis kitapları olarak kabul ettiği Kütüb-i Sittedeki kitapların hiçbirinde neden ''Allah'ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti'' versiyonu yer almamıştır❓

Şimdi sorulması gereken şu;

Neden "Kütüb-i Sittede olmadığı halde"; senedi olmayan, olanlarında hadis usulüne göre incelendiğinde "râvilerinin güvenilmez ve yalancı damgası yemiş kişiler" olması nedeniyle "zayıf" kabul edildiği bu hadis kitaplarında yer alan ''Allah'ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti'' versiyonu ehli- sünnet din zihniyeti tarafından kesin ve tek doğru olarak kabul edilmiştir❓

Aslında sebebi çok açık.

Bu bâtıl din zihniyetinin yorum ve görüşlerinin dinde hâkim kılınması için önce ''Peygamber dedi ki'' diye başlayan ve devamını istedikleri gibi getirdikleri hurâfe, safsata, bid'ât dolu bilgileri içeren uydurma hadislerin din olarak kabul edilmesi gerekiyordu.

Buna zemin hazırlamak ve Nebî'mizi istismar edip, O'nun üzerinden bu hadisleri topluma kabul ettirmek için de Veda Hutbesindeki bu rivayetin ''Allah'ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti'' versiyonunu kullandılar ve tek doğru kabul ettiler.

Aşağıdaki âyetlerde bahsedilen işte bu din zihniyetinin temsilcileridir;

"Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa elinizde size özel indirilmiş ilahi bir Kitap varda, orada; 'Seçip beğendiğiniz her şey sizindir' diye mi yazıyor!" (Kâlem/36-37-38)

İşte ikiyüzlü ve riyakâr ehl-i sünnet din zihniyeti Veda Hutbesinde rivayet edilen ve Allah Resulü'nün emanet olarak bıraktığını söylediği şey olarak; "en sahih kabul ettikleri" Kütüb-i Sittedeki versiyonlarını değil de, "en güvenilmez kabul edilen" hadis kitaplarında anlatılan ama işlerine gelen ve amaçlarına uyan versiyonunu seçip doğru kabul ederek kullandılar.

Öte yandan bir diğer şirk temelli din anlayışı olan Şiâ da bu hadisin kendi tezlerine ve uydurdukları dine uyanını yani ''Allah'ın Kitabı ve Ehl-i Beyt'im'' versiyonunu doğru kabul etmiştir.

Sonuç olarak her iki versiyonda Kur'ana aykırıdır.

Çünkü Rasulullâh sonraki nesillere ALLAH'IN KİTABINDAN başka bir şey bırakmadı. Ne kendi sözlerini, ne de ev halkını❗ Allah Resulü hayattayken kendi şahsına ait sözlerini yazdırmamış, bir kitap haline getirmemişken; "olmayan bir şeyi" nasıl emanet olarak bırakır❓ Ama Kur’anı bizzat Rasulullâh hayattayken hem ezberletti, hem de yazdırıp kayıt altına aldırdı.

Ve insanlığa bıraktığı emanet te işte sadece ve sadece elimizde olan KUR'ANDIR. Biz dini yalnız Allah'a özgüleyen, Kur'an dışında hiçbir kitabı dinde kaynak kabul etmeyen, Allah'a ait niteliklerin başka hiçbir varlığa isnât edilemeyeceğini bilen, tevhid esaslı hanif İslâm'a gönülden bağlı müvahhidler olarak sapkınlığa ve delâlete düşmemek için SADECE; Rasulullâh'ın tek mucizesi ve bize bıraktığı tek emaneti olan KUR'ANA SIMSIKI SARILMALIYIZ.

0 oy
(1.5k puan) tarafından
  1. “Size açık bir durum olarak (emran beyyinen) öyle bir şey bıraktım ki, ona sarılırsanız asla sapıtmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti.” (İbn Hişâm, es-Siretu'n-nebeviyye, II. 604. )
  2. “Size iki şey bıraktım ki, onlara sarıldığınız sürece sapıtmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti” (Mâlik, Kader 3, II. 899. )
  3. “Ey insanlar! Şüphesiz ben sizden önce gideceğim. Ve size sarıldığınız sürece sapıtmayacağınız bir şey bıraktım: Allah’ın Kitabı ve O’nun (?) elinizdeki sünneti. (Bu ifade şöyle de) söylenmektedir: “Size Allah’ın Kitabını ve Peygamberinin sünnetini bıraktım” (Vâkıdî, Muhammed b. Ömer b. Vâkıd, Kitabu’l-Meğâzî, tah. Marsden Jones, Beyrut-1966, Âlemu’l-Kutub, I-III, II. 577-9.)
  4. “Şüphesiz ben tebliğ ettim ve size öyle birşey bıraktım ki, ona sarılırsanız asla sapıtmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti” (Taberî, Tarih, III. 151.)
  5. ‘Şeytan bu yurdunuzda kendisine tapılmasından ümidini kesmiştir. Lakin, bunun dışında sizin hakir gördüğünüz bazı amellerde kendisine itaat edilmesine razı olmuştur ki siz bunlardan da sakınınız! “Ey insanlar! Sarıldığınız sürece asla sapıtmayacağınız bir şey bıraktım: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti. Müslüman müslümanın kardeşidir...” (Hâkim, Mustedrek, I. 93; Beyhaki, Sunen, X. 114; İbn Hazm, İhkam, s. 810. )
  6. “Size iki emir bıraktım, o ikisine sarıldığınız sürece sapıtmayacaksınız: Allah’ın Kitab’ı ve benim sünnetim.” (İbn Abdilberr, et-Temhid, XXIV. 331; Camiu Beyani’l-Ilm ve Fadlih, II. 24’te ise Said b. Osman > Ahmed b. Duhaym > Muhammed b. İbrahim ed-Dueli > Ali b. Zeyd el-Feraidi > el-Huneyni > Kesir b. Abdillah b. Amr b. Avf >)
  7. “Ey insanlar! Şüphesiz ben size iki ağırlık bıraktım: 1. Allah’ın Kitabı, 2. Sünnetim. Artık siz Kur’an’ı benim sünnetimle konuşturunuz. Gece karanlığında yolunuzu kaybetmeyin. Siz o ikisiyle amel ettiğiniz sürece, gözleriniz kör olmaz, ayaklarınız kaymaz ve elleriniz kısalmaz.” (El-Hatib el-Bağdadi, el-Fakih ve’l-Mütefakkih, I. 94. )
  8. “Ey insanlar! Şüphesiz ben size iki ağırlık bıraktım: Allah’ın Kitabı ve Sünnetim. Artık onu ifsad etmeyiniz. Siz o ikisiyle amel ettiğiniz sürece, gözleriniz kör olmaz, ayaklarınız kaymaz ve elleriniz kısalmaz.” (Kadi Iyaz, el-İlma’, s. 9. )
  9. “Ey insanlar! Ben size, Allah’ın Kitabını, Sünnetimi ve Itratimi bıraktım. Allah’ın Kitabını zayi eden, sünnetimi zayi etmiş gibidir. Sünnetimi zayi eden ise Itratimi-Ehl-i Beytimi zayi etmiş gibidir.” (Zeyd b. Ali, b. Huseyn b. Ali, Musnedu’l-Imâm Zeyd, s. 360-1. derleyen: Abdulaziz b. Ishak el-Bağdâdî, Beyrut-1983, II. baskı, Daru’l-Kütüb el-Ilmiyye.)
  10. Size öyle bir şey bıraktım ki, eğer ona sarılırsanız asla sapıtmazsınız: Yüce Allah’ın Kitabı. Şayet Allah’ın Kitabı’nda bulamazsanız o zaman benim sünnetime (bakınız). Eğer benim sünnetimde de bulamazsanız sizden olan yetki sahiplerine (başvurunuz). (Rabî’ b. Habîb, b. Ömer el-Ezdî, el-Câmiu’s-Sahîh, I. Cüz, s. 11, Kahire1349, Mektebetu’s-Sekâfetu’d-Dîniyye, II. baskı.)
  11. “Ben sizi (kendi halinize) bıraktığım sürece, siz de beni (öylece kendi halime) bırakın. Sizi, gecesi gündüz gibi olan, tertemiz, bembeyaz bir delil üzere bıraktım. Onlara sarılırsanız, benden sonra asla sapıtmazsınız: Allah’ın Kitabı, Itratim, Ashabıma ittiba ve Sünnetim.” (Sağani, el-Mevzûât, s. 33, no: 24, Beyrut-1985, Daru’l-Me’mun li’t-Turas, II. baskı.)

İlgili bir soru bulunamadı

...