Kur'an'ı Hz. Muhammed'in Yazdığı İddiasına Cevap:
Bazı çevrelerde, Kur'an'ın ilahi bir vahiy olmadığı ve Hz. Muhammed tarafından yazıldığı öne sürülmektedir. Bu iddia, tarihsel gerçekler, dil bilgisi, kültürel bağlam ve Kur'an'ın kendi içeriği dikkate alındığında birçok çelişki barındırmaktadır. Aşağıda, bu iddialara karşı kapsamlı bir yanıt sunarak, Hz. Muhammed'in Kur'an'ı yazmadığını ve onun ilahi bir vahiy olduğunu çeşitli açılardan ele alacağız.
1. Hz. Muhammed'in Okuma Yazma Bilmediği (Ümmi Olması)
Kur'an, birçok ayetinde Hz. Muhammed'in okuma yazma bilmediğini açıkça ifade eder:
"Onlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları, ümmî peygambere uyanlardır..." (A'raf, 7:157)
"Sen, bundan önce bir kitap okur değildin ve elinle de onu yazmazdın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar şüpheye düşerlerdi." (Ankebut, 29:48)
Bu ayetler, Hz. Muhammed'in daha önce herhangi bir kitap okuma veya yazma deneyimine sahip olmadığını açıkça belirtir. Eğer okuma yazma bilen bir insan olsaydı, Kur'an'ın mucizevi yönü vurgulanamazdı. Okuma yazma bilmeyen birinin, böylesine kapsamlı, edebi ve bilgi açısından zengin bir metni kendi başına oluşturması düşünülemez.
2. Kur'an'ı Yazmak İçin Hangi Dilleri Bilmesi Gerekirdi?
Eğer Hz. Muhammed'in, Kur'an'ı başka kaynaklardan derlediği öne sürülüyorsa, o dönemin çeşitli kutsal metinlerine ve kültürel miraslarına erişebilmesi için şu dilleri bilmesi gerekirdi:
İbranice: Yahudilerin Tevrat'ını ve diğer İbrani kutsal metinlerini anlayabilmek için.
Aramice/Süryanice: Hristiyanların İncil'ini ve kilise literatürünü öğrenmek amacıyla.
Yunanca ve Latince: O dönemde bilim, felsefe ve kültür metinleri genellikle bu dillerde yazıldığından, bu bilgiye erişim için.
Hiyeroglifler: Mısır medeniyetine dair bilgiler için. Kur'an'da Firavun dönemiyle ilgili detaylar bulunduğu için, hiyeroglifleri okuyabilmesi gerektiği iddia edilebilir.
Ancak bu dillerin hiçbirini bildiğine dair tarihsel bir kanıt yoktur. Ayrıca, o dönemde Mekke'de bu dillerin öğretilmesi veya bu dillere ait metinlere erişim mümkün değildi. Hz. Muhammed, Arap Yarımadası'nın izole bir toplumunda yetişmişti ve okuma yazma dahi bilmiyordu.
3. Kur'an'da Geçmiş Uygarlıklara Dair Bilgiler
Kur'an'da bazı eski medeniyetlere dair detaylar yer alır:
Firavun ve Musa kıssası: Kur'an, Firavun dönemine dair detayları içerir (Bakara 2:49-61, Yunus 10:75-92). Bu detaylar, o dönemin Arap toplumunda bilinen bilgiler değildi.
Haman: Kur'an, Firavun'un veziri olarak Haman isminden bahseder (Kasas 28:38). Tevrat'ta Firavun dönemi için böyle bir isim geçmezken, Mısır hiyerogliflerinde Haman benzeri bir figürden bahsedildiği sonradan keşfedilmiştir. Bu bilgiye Hz. Muhammed'in ulaşması imkansızdı.
Bina yapımı ve tuğla kullanımı: Kasas Suresi'nde Firavun'un Haman'a "bana bir kule yap" dediği anlatılır. Bu bilgi İncil'de bulunmaz, ancak Mısır'ın inşaat tekniklerine dair detaylarla örtüşmektedir.
4. Hiyeroglifler ve Diğer Eski Dillerin Bilinememesi
Kur'an'da Mısır medeniyetiyle ilgili detayların bulunması, Hz. Muhammed'in hiyeroglif gibi antik dilleri bildiği anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır. İşte sebepleri:
Hiyerogliflerin Çözülmesi: Hiyeroglif yazısı, 19. yüzyılda Jean-François Champollion tarafından Rosetta Taşı sayesinde çözülebilmiştir. Hz. Muhammed'in yaşadığı 7. yüzyılda hiyerogliflerin okunması mümkün değildi.
Diğer Eski Diller: İbranice, Aramice veya Latince gibi diller, o dönemde Mekke'de yaygın değildi. Bu dillere dair metinlere erişim oldukça zordu ve Hz. Muhammed'in bu dilleri öğrenmiş olmasına dair hiçbir kanıt yoktur.
5. Kur'an'ın Vahiy Kaynağı Olduğunun Kanıtları
Kur'an, kendi içerisinde defalarca kez onun ilahi bir vahiy olduğunu belirtir:
- "Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden önceki kitapları doğrulayıcı ve her şeyi açıklayıcı olarak indirilmiştir." (Yunus, 10:37)
- "Eğer kulumuza indirdiğimiz Kur'an'dan şüphe ediyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin..." (Bakara, 2:23)
Kur'an'ın içeriğinde, geçmiş toplumlara dair detaylı bilgiler verilmesi, onun insan bilgisiyle sınırlı olmadığını göstermektedir. Arap Yarımadası'ndaki bilgi düzeyi göz önüne alındığında, bu tür bilgilerin yalnızca vahiy yoluyla elde edilmesi mümkün görünmektedir.
6. Kur'an'ın Dil ve Edebiyat Üzerindeki Üstünlüğü
Kur'an, Arap dili ve edebiyatı açısından benzersizdir. Dönemin en yetenekli şairleri dahi Kur'an'ın diline hayran kalmış ve onun bir insan tarafından yazılamayacağını kabul etmişlerdir. Eğer Kur'an, Hz. Muhammed tarafından yazılmış olsaydı, aynı edebi düzeyde başka eserlerin de ortaya çıkması beklenirdi. Ancak, Arap edebiyatında Kur'an'ın benzeri bir metin bugüne kadar yazılamamıştır.
7. Tarihsel ve Bilimsel Tutarlılığı
Kur'an, doğa olayları, coğrafya ve tarihsel bilgiler açısından o dönemin bilgi seviyesinin çok ötesindedir. Örneğin, Firavun döneminde tuğla kullanımı veya Hz. Yusuf dönemindeki kıtlık gibi olaylar, daha sonra arkeolojik keşiflerle doğrulanmıştır. Bu bilgilerin, 7. yüzyılda Mekke'de yaşayan bir kişinin bilmesi mümkün değildir.
Sonuç olarak tüm bu noktalar göz önüne alındığında, "Kur'an'ı Hz. Muhammed yazdı" iddiası tarihsel, dilbilimsel ve bilimsel açılardan geçersizdir. Kur'an'ın içeriği, Hz. Muhammed'in bilgi ve yeteneklerinin çok ötesindedir. O dönemde Arap Yarımadası'nda bu tür bilgiye ulaşmak neredeyse imkansızdı. Kur'an'ın, Hz. Muhammed'in kendi çabalarıyla değil, Allah tarafından indirilen bir vahiy olduğunu kabul etmek, mantıklı ve tutarlı bir sonuçtur.
Bu sebeple, Kur'an'ı Hz. Muhammed'in yazdığına dair iddialar, bilgi eksikliğinden ya da önyargılardan kaynaklanmaktadır. Kur'an, içerdiği eşsiz bilgi, belagat ve bilimsel doğruluk ile ilahi kökenini ispat etmektedir.